Varlık Yayınevi
 
   
 
 
   
Anasayfa Tarihçe Varlık Dergisi Kitaplar İletişim Yardım
Yaşar Nabi Nayır
Varlık Ne İçin Çıkıyor
Varlık İçin Ne Dediler
Künye
Varlık'ta Bu ay
Varlık Dergisi İçeriği
Abonelik
Yaşar Nabi Nayır Ödülleri
Varlık Dergisi 'eurozine' üyesidir

ARALIK 2025



Varlık Online Satış
Çizgiyorum – Melike Kılıç Sayfa:2
Edebiyatın T Cetveli: Kanon ve Mücadelesi – Murat Batmankaya Sayfa:4
Varlık’ın Aralık sayısının dosya konusu, “Kanon: İdeolojik mi, estetik mi?” Dosyamıza katkıda bulunan isimler ise Murat Batmankaya, Selçuk Orhan, Bâki Ayhan Asiltürk, Alphan Akgül. Murat Batmankaya, “Edebiyatın T Cetveli: Kanon ve Mücadelesi” başlıklı yazısında Bloom’un estetik yaklaşımından Eagleton ve Williams’ın toplumsal-ideolojik perspektifine, Bourdieu ve Guillory’nin kültürel sermaye yorumuna kadar geniş bir kuramsal çerçevede kanonun nasıl oluştuğunu sorguluyor, Türk edebiyatından Murat Belge, Jale Parla, Orhan Koçak ve Nurdan Gürbilek’in konuya yaklaşımını özetliyor. Kanonu iktidar ilişkilerinin, kültürel üretim alanlarının, eğitim kurumlarının, yayınevlerinin, ödül mekanizmalarının ve medyanın şekillendirdiği bir inşa süreci olarak ele alıyor. Batmankaya’ya göre kanon, ne saf estetik bir olgu ne de salt ideolojik bir dayatma; estetik kudretle tarihsel/siyasal koşulların düğümlendiği, her dönemde yeniden kurulan bir müzakere alanı.
Kanon Kargaşa – Selçuk Orhan Sayfa:8
Selçuk Orhan, “Kanon Kargaşa” başlıklı yazısında Harold Bloom’un kanon anlayışını güncel woke eleştiri biçimleriyle karşılaştırarak tartışıyor. Günümüzün kimlik temelli eleştiri pratiklerinin edebiyatı ahlaki ölçütlere göre indirgediğini, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya dönük girişimlerin çoğunun ahlaki yorumların bagajında geldiğini belirtiyor. Yapıtların tarihsel bağlamından koparılarak güncel etik, siyasi kategorilerle yargılanmasının edebiyatın alanını daralttığını vurgulayarak, “woke anlayışa göre kanon bugüne yansıyan derin kültürel izler taşıyan kök yapıtlardan öte yakın geçmişte ideolojik gerekçelerle düzenlenmiş bir vitrinden başka bir şey değildir; öyleyse vitrinde neyin duracağına karar vermek çağın baskın ideologlarına düşer,” diyor. Orhan’a göre bu tür okumalar, sanatı “suçlu ya da masum” olarak etiketliyor, kanonun yenilenmesi yönünde gerçek bir tartışma yaratamıyor.
Kanonların Ruhu – Bâki Ayhan Asiltürk Sayfa:12
Bâki Ayhan Asiltürk, “Kanonların Ruhu”nun tıpkı dönemlerin ve kuşakların ruhu gibi tarihsel süreç içinde oluşan, değişen, sonunda da ortadan çekilen canlı yapılar olduğunu, asla kutsallaştırılamayacağını savunuyor. Kanonun özünde devrimci bir enerji bulunduğunu, her yeni kanonun öncekini yıkarak doğduğunu belirtiyor. Modernliğin bireyselleşmeyi öne çıkararak imececi gelenekten koptuğunu, muhafazakâr bakışın bu değişim yasasını anlamadığını, kanonların yenilenmesini “değer yitimi” olarak gördüğünü söylüyor. Bir kanonun sadece sanatsal değil, aynı zamanda da sosyolojik ve polemikçi bir zemin üzerinde oluştuğunu; tartışma, reddiye, düşmanlık ve polemik olmadan güç kazanamayacağını vurguluyor.
Ya İçindesindir Kanonun ya da Dışında? – Alphan Akgül Sayfa:18
Alphan Akgül, “Ya İçindesindir Kanonun ya da Dışında” başlıklı yazısında Batı ve Türk edebiyatından örneklerle kanonun toplumsal, ideolojik ve estetik boyutlarını inceliyor. Matthew Arnold ve T. S. Eliot’tan hareketle klasik eserlerin zaman içinde yeniden yorumlanması gerektiğini ileri sürüyor. Walter G. Andrews’ın çalışmalarına atıfla divan şiirinde geleneksel biçimlerin şairin özgürlüğünü sınırlandırdığını ama kanon-dışı hareketlerin de sistemde kendine yer bulduğunu gösteriyor. Modern Türk şiirinde Yahya Kemal’in kanonik merkez oluşturduğunu, Nâzım Hikmet ve Orhan Veli’nin bu merkezi sarsarak kanonun çeşitlenmesini sağladığını vurguluyor. Akgül’e göre kanon belirli eser ve yazarların seçimi değil, estetik dip akıntı ve toplumsal uzlaşıyla oluşan bir süreç; önemli olan, bu akıntının debisini hissetmek ve ona ne kattığımızın farkında olmak.
Kendine Yıkılan Kent: Berenice ve Kibrin Katmanları (Görünmeyen Meseleler – XIV / Kent: Berenice) – Cihan Ülsen Sayfa:26
“Bugünün dünyasında devletler artık yalnızca egemenlik değil, bir “imaj” üretme makinesi olarak da çalışıyor. Uluslararası prestij, şehirlerin siluetinde; ekonomik güç, plazaların cam cephelerinde; toplumsal huzur, istatistik tablolarında gösteriliyor. Ama gösteri ne kadar büyükse saklanan da o kadar derindir.”
Çağdaş Sanat: “Coğrafyanın Merkezinde Çoğalan Sesler” Sergisi Üzerine Söyleşi – Hıdır Eligüzel Sayfa:30
“Küratörlüğünü Melike Bayık’ın üstlendiği “Lokal 2: Coğrafyanın Merkezinde Çoğalan Sesler sergisi” (21.06 - 21.12.2025) kentteki sanatsal üretimi görünür kılmak ve güçlendirmek için açık çağrı aracılığıyla farklı disiplinlerden sanatçıları bir araya getirmiş: Ahmet Dündar, Altay Kervan, Damla Yılmaz, Handan Akyürek, Hasan Hüseyin Özmen, Hatice Karakaş, Gökçe Demirbaş, Melike Melenâ, M. Fatih Çoban, Özge Atalay, Studio Pinprick, Taha Düzler, Ülkü Usta. Eldem Sanat Alanı Kurucu Direktörü Esra Eldem, sergide eserleri sergilenen sanatçılara üretim desteği, mentörlük ve teknik imkânlar da sağladıklarını ifade etti.”
Tiyatro Sanatı: “7 Dakika” – Mehmet Konuk Sayfa:38
“Stefano Massini’nin kaleme aldığı ve Aytuğ Erdil’in Türkçeye çevirdiği 7 Dakika, kapitalist sistemin işçi sınıfı üzerindeki insafsız sömürüsünü ele alan, felsefi ve toplumsal temalarla örülü bir yapıt.”
Ahmet Ümit, “Kar Kokusu” ve Kavram Olarak Sahicilik – Yavuz Özdem Sayfa:42
“Ahmet Ümit, polisiye türünün sunduğu gerilim ve belirsizliği, sahiciliğin hem bireysel hem toplumsal düzlemde nasıl sınandığını göstermek için kullanır. Böylece okur hem bir cinayetin peşinde sürüklenir, hem de hakikat ve içtenlik sorusuyla yüzleşir.”
İlk Kadın (Öykü) – Kemal Ateş Sayfa:46
Anadolu’nun Ozanca Bilgeliğinin Sesi: Ceyhun Atuf Kansu – Güven Baykan Sayfa:50
“Kansu’da “yurt” bir manzara değil, ekmeğin hakça bölündüğü sofradır, ateşi düşürülen bir çocuğun alnıdır, yurttaşlığın ölçüsüdür.”
Şiirler (Şiir) – Yüksel Pazarkaya Sayfa:52
Müzecilik: Chia Jonsson ile Söyleşi – Fatma Berber Sayfa:54
“Carl Larsson’un sanatı ve evi gerçekten İsveç’e özgü bir ruhu mu yansıtıyor, yoksa resimlerinin yaygın dağıtımı sayesinde bizler ‘İsveç tarzı’ dediğimiz şeyi onun imgeleri aracılığıyla mı öğrendik?”
“Post-Gaslighting” Çağında Dijital Bartleby – Tuba Pırlant Yılmaz Sayfa:58
“Anlaşılma arzusunun kuşattığı modern özne için artık karşısındakinin bir algoritma mı yoksa insan mı olduğu anlamını büyük ölçüde yitirir. Böylece post-gaslighting çağının en büyük yanılgısı görünür hale gelir; insan, yapay bir yakınlığın gerçek bir ilişki yerine geçebileceğine kendini inandırırken, dijital Bartleby bu yanılsamaya sessizce ve dirençsiz bir yoldaşlık sunar.”
Leylâ Erbil’de Hakikatin Dili – Zehra Betül Yazıcı Sayfa:62
“Erbil büyük tarihsel anlatıların ve büyük olayların yazarı değildir. O, tarafsız olunmadığı, bazı olayların egemen tarih anlatıları tarafından görmezden gelindiği gerekçesiyle yazarların kendi gerçeklerini yazmasının –ya da minör tarih anlatılarının– gerçeklerin aydınlatılması açısından önemli olduğunu belirtir.”
Latife Tekin’le Üzümlü Köy’den Gümüşlük Akademisi’ne – Lütfi Özgünaydın Sayfa:66
Latife Tekin’le Paris’te tanıştık. “Ben sergi için, o ise bir söyleşi için gelmiştik . Tanışınca sevindim, çünkü onun kitaplarını okumuş, çok beğenmiştim. Gümüşlük Akademisi’nin başındaydı. Fotoğraflarını çekmek için oraya gittim. Akademi doğal açıdan özgün bir yerdeydi. Ortam çok güzeldi. Küçük bir tiyatro sahnesi ve doğal bir havuz da vardı. Yaşamından başladık söyleşimize.”
Hafif Marangoz (Şiir) – Salih M. Sayfa:67
İkinci Yeni’de Şiir ve Rezonans: “Bakışlı Bir Kedi Beyaz” – Ahmet Bozkurt Sayfa:68
“Bir zihinsel devrim önce dile musallat olur. Çünkü dil sadece ifade aracı olmakla kalmaz, düşüncenin koşuludur da. İkinci Yeni şiiri, Türkçede düşünmenin, tahayyül etmenin ve sezmenin yeni bir tarzını önerir. Bu öneri öznesiz bir dilde bir tür “şairane olmayan şairane dilde” kendini gösterir. Bu nedenle, İkinci Yeni’yi tarihsel bağlamına gömmek onu orada tüketmek demektir.”
Sükûnet Mahfilinde Manifesto (Şiir) – Şerafettin Kaya Sayfa:75
İngiliz Dili ve Edebiyatı Nasıl Anlatılır: Nazan Tutaş ile Söyleşi – Mine Bican Sayfa:76
“İngiliz Dili ve Edebiyatı sadece dil öğretimiyle sınırlı değil; edebiyat, kültür, tarih, sosyoloji, felsefe, psikoloji gibi disiplinlerle de etkileşim içerisinde.”
Babalar, Kuşlar ve Sonbahar (Şiir) – Süreyya Akçay Sayfa:80
66 Yıl Sonra Yılanların Öcü ve Fakir Baykurt – Metin Turan Sayfa:81
“Fakir Baykurt’un “Yılanların Öcü” (1959) romanı, Türk edebiyatının köy gerçekçiliği geleneği içinde yalnızca bir toplumsal temsil değil, aynı zamanda da mekânsal bilinç deneyidir. Romana mekân olan Karataş köyü, iktidarın, adaletin ve sınıf ilişkilerinin ürediği bir “saha”dır. Henri Lefebvre’in Mekânın Üretimi kavramını çağrıştıran biçimde, köy, toplumsal ilişkilerin şekillendirdiği ve aynı zamanda bu ilişkileri yeniden üreten bir yapıdır. Bu nedenle Karataş Köyü, devletin köyle bağlantısı, köylünün devlete bakışı, iktidarın mekânla kurduğu ilişki bağlamında Türkiye’nin taşra sosyolojisinin minyatür bir haritası durumundadır.”
Türkçe Günlükleri – Feyza Hepçilingirler Sayfa:89
“Genel olarak tanınmamayı, bilinmemeyi içimize sindiremiyoruz ama en büyükleri dışında dünya ülkelerini pek de tanımıyoruz. Örneğin Meksika! Amerikan filmlerinde, suçluların kapağı attıklarında kurtuldukları bir yer olmaktan öte bir yer değil zihnimde. Avrupa’dan gelen işgalcilerden önce nasıl yaşanmış bu topraklarda, kimler yaşamış? Sözü Maya uygarlığına getirmeye çalışıyorum. Zihnimde yalnızca ad olarak var. Ötesi… yok.”
İzdüşümler / 2 “Avuntu” – Ahmet Önel Sayfa:91
“İnsan insanın avutucusudur. Elmanın gövdesindeki kurt olmaktan bir fazlası diyelim buna; ya da daha az zararlısı. Elmanın tadı kaçmıyor ama kurdun çizdiği rotayla ısırığınızı buluşturmaktan ısrarla uzak duruyorsunuz. İnsan insanı avutmayı sürdürdükçe durum değişmeyecek anlaşılan. Kurt yol almaya devam edecek ve günün birinde elmanın coğrafyasında günahsız bir alana asla rastlayamayacaksınız!”
Yeni Şiirler Arasında – Şeref Bilsel Sayfa:93
Morus Nigra ya da Bildiğimiz Kara Dul (Şiir) – Günkut Güven Sayfa:94
Yeni Öyküler Arasında – Jale Sancak Sayfa:95
Kıyı (Öykü) – Çağlar Ilgın Sakaoğlu Sayfa:97
Kitaplar Arasında Sayfa:99
Kemal Gündüzalp ile “Nadya’nın Treni” Üzerine Söyleşi – Bozan Yaman Sayfa:99
“Sınır ve sevda temel insanlık sorunlarıdır.”
“Dört Ayak Üstünde” / Miranda July – Şengül Can Sayfa:102
“Dört Ayak Üstünde” – bu romanın adı önce kulağımda tuhaf yankılandı. Okuduğum, bildiğim şeyler hep bunun tersi. Kadınlara kendi ayakları üzerinde dik durmaları ve güçlü olmaları gerektiği bir zorunlulukmuş gibi gösterilir. Ki çoğu deneyim düşünüldüğünde buna mecbur kalan ya da bunu tercih eden birçok kadın var. Ayrıca birçok feminist argüman da bunu destekler. Fakat bu isim tam tersini çağrıştırdı.”
“Şark Ekspresi ya da da da” / Ercan Yılmaz – Serhat Demirel Sayfa:104
“Ve düdük çaldı. Tren kalkıyor, bana müsaade sevgili okur. Benimle bu büyülü yolculuğa katılmak isterseniz en yakın istasyondan hiçbir yere giden trene tek yön bir bilet alabilir yahut Ercan Yılmaz’ın bu tuhaf isimli kitabını alıp okuyabilirsiniz. Bir düşün içinde bir düş, bir yolculuğun içinde bir yolculuk, bir hayatın içinde bir hayat…”
“Bekle Beni” / Zülfü Livaneli – Gaye Keskin Sayfa:106
“Selim’den bir kahraman yaratmıyor Livaneli. Sisteme karşı savaşan, öteki olmayı göze alarak ülkesi için kurtuluş umudu besleyen, ülkesinde fikir suçlusu olmanın ağırlığını sürgünde başka bir ülkede yaşayan ama sonunda değiştiremedikleriyle yaşamı kabullenen bir Selim koyuyor ortaya. Kendine yakından ve uzaktan bakarak “Bekle Beni” diye fısıldıyor.”
Elif Derviş ile “Uyuşma” Üzerine Söyleşi – Değer Tuncel Sayfa:108
“Köklerimiz sadece geçmişimizle değil, yarattığı etki alanı ve aktarılan deneyimler sayesinde bugünümüzle de ilgili.”
“Lafa Boğulmak” / Ömer Kaya – Huban Seda Aras Sayfa:110
“Öykülerin başkişisi Emrah, sanatsal ifadeyi ve bastırılmış arzuların tek çıkış noktasını temsil ediyor. Emrah’ın yazdığı, yazamadığı, düşündüğü, düşünemediği her şey bir eksikliği veya kırılma anını gösteriyor. Ancak Emrah kendini net ifade etmek yerine karmaşa yaratarak gerçekliğini yitiriyor ve belirsizleşiyor. Bu da anlatının özneyi açıklamak yerine dağıttığı postmodern edebiyatla örtüşüyor.”
“Şair Kadınlar Şiir Seçkisi / Başka” / Hazırlayan: Hicran Aslan – Sabit Kemal Bayıldıran Sayfa:112
“Hicran Aslan’ın hazırladığı “Şair Kadınlar Şiir Seçkisi: Başka”, 73 şaireden alınmış birer şiirden oluşmuş. Daha önce şairelere ilişkin beş seçkiden sadece biri Müjdan Cunbur ile Neriman Saryal’ın hazırladığı Türk Kadınının Şiiri (1997) kadınlarca hazırlanmış. Daha önceki seçkilerdeki şiirler, hazırlayanların seçtikleri şiirlerden oluşuyordu. Oysa Aslan, şairelerden birer şiir istemiş ve seçki böyle oluşmuş.”
Anasayfa   |   Tarihçe   |   Varlık Dergisi   |   Kitaplar   |   İletişim
Copyright © 2017 VARLIK YAYINLARI